arka plan resmi

Hizmetlerimiz

VETERİNER DİŞ HEKİMLİĞİ

veteriner diş hekimliği

Ağız, sindirimin başladığı ilk noktadır. Alınan gıdalar burada fiziksel ve kimyasal değişimlere uğrar. Bu nedenle ağız ve dişlerin sağlık durumu, tüm sindirim sistemini etkiler. Sevimli dostlarımızın ağız sağlığının kaybedilmesiyle beraber diş ağrısı gibi tolere edilmesi güç ağrılar ile uzun süre yaşamalarına bağlı olarak gelişen beslenme güçlüğü ve yaşam kalitelerinde düşüş yaşanır.

Dental radyografiler, diş hastalıklarını başarılı bir şekilde teşhis etmek ve uygun şekilde tedavi etmek için çok önemlidir. Ağız muayenesi yapıldığında dişin sadece bir kısmı görülebilir. Bu nedenle, dişin geri kalanının, yani diş kökü, dişin yuvası ve çevreleyen kemik ve diş kökünü kemiğe bağlayan periodontal ligamentin anatomisini değerlendirmek için dental radyografiler gereklidir. Bu yapıları görüntüleyerek kemik kaybının derecesini, apse varlığını, diş veya çene kırığının ciddiyetini belirleyebilir veya kedi diş rezorpsiyonu gibi diş hastalıklarını değerlendirebiliriz. Ayrıca eksik dişleri veya kemiğe hapsolmuş çıkamayan dişleri teşhis etmek için de diş radyografilerini kullanıyoruz.

veteriner diş hekimliği

Kliniğimizdeki rutin muayenelerde ağzı ve diş kontrolleri detaylı olarak yapılmakta, diş ve diş eti rahatsızlıkların proflaksisinde tam donanımlı cihazlarımızla her türlü problemin önüne geçilmektedir. Kliniğimizde diş radyografileri DENTAL DR ile çekilmektedir. Sevimli dostlarımızın diş röntgenleri ancak anestezi altında çekilmesi mümkün olabilmektedir. Bu sebeple randevu saatinde kliniğimize aç olarak gelmeleri gerekmektedir.

Sevimli dostunuzun ağzından kötü bir koku geldiğini fark ettiyseniz, diş etleri kızarık ise, ağzından salya akıyorsa veya ağzından bir şey çıkarmaya çalışır gibi hareketler yapıyorsa, en kısa sürede ağız ve diş kontrollerini yaptırmanız gerekmektedir. Kedi ve köpeklerde, ağız içi hastalıklarının en yaygın belirtisi ağız kokusudur. Ancak ağız kokusu, sadece diş veya diş eti hastalıklarına bağlı olarak değil, sindirim sistemi sorunlarından kaynaklı da ortaya çıkabileceği unutulmamalıdır. Diş ve dişeti kaynaklı hastalıklar sadece bölgesel etki göstermezler, plak ve tartarların barındırdığı bakteriler ve onların toksinleri, başta ağrılı diş eti enfeksiyonuna, daha sonra da kan yoluyla kalp, böbrekler ve karaciğer gibi önemli organlara taşınarak çok daha ciddi hastalıklara sebep olabilmektedir.

Sevimli dostlarımızın bu tarz problemlerinin önüne geçebilmek için öncelikle düzenli diş temizliği, yani dişlerin fırçalanması gerekmektedir. Dikkat edilmesi gereken diğer bir nokta ise diş fırçalamaya daha yavruluk döneminde başlanılması ve dostlarınızın bu duruma alıştırılması gerektiğidir. Sevimli dostunuzun dişlerini fırçalamak için ona özel üretilmiş bir diş fırçası kullanın, üzerine biraz diş macunu sürün ve sevimli dostunuzun ağzı kapalıyken, dudaklarını yan tarafından açarak, fırçayla dişlerini ve dişetlerini fırçalayın. Günde bir kez, eğer mümkün olmuyor ise en az haftada iki kez fırçalamanız gerekmektedir. Düzenli diş bakımıyla beraber ağız temizleme solüsyonları, ağız florasını düzenleyerek kötü koku oluşumunu engellemeye yardımcı olur. Düzenli diş fırçalama yapılmadığı takdirde, diş ve diş eti arasında salya, bakteriler ve gıda parçalarının birikmesi plakların oluşumuna sebep olmakta, daha sonra bakterilerin üremesi ve mineral tuzlarının birikmesiyle bu plaklar tartara dönüşmektedir. Ayrıca düzenli diş taşı temizliği yapılmadığı zaman, tartar birikiminden dolayı sevimli dostunuzda diş kayıpları görülebilir. Küçük köpekler ve kediler ilk profesyonel, önleyici temizliğe 1 ½ ila 2 yaşlarında, büyük köpekler ise 3 ila 3 ½ yaşlarında ihtiyaç duyarlar.

Kliniğimizde; yavrularda kalıcı dişler arasında sıkışan süt dişlerinin uzaklaştırılması, travmaya bağlı kırılan dişlerin tedavisi, çürüyen dişlerin çekilmesi, dolgu ve diş taşı temizliği gibi birçok uygulama, tecrübeli hekimlerimiz tarafından gaz anestezisi altında güvenle gerçekleştirilmektedir. Gaz anestezi esnasında kullanılan endotrakeal tüp sayesinde sevimli dostunuzun dişlerinden çıkarılan tartar parçalarının veya ultrasonik scaler’dan gelen suyun akciğerlere kaçmasını önlemiş oluyoruz.

KEDİM – KÖPEĞİM DİŞ DEĞİŞTİRİR Mİ?

Sevimli dostlarımız dişsiz olarak dünyaya gelirler ve ortalama 2-4 haftalıkken dişleri çıkar. Kedi yavruları 26, köpek yavruları ise 28 dişe sahiptir. Süt dişlerinin oluşumu ve dizilişi çok önemlidir. Zira doğumdan 3 ay sonra dökülmeye başlar ve yerlerini kalıcı dişlere bırakırlar. Kalıcı dişlerin oluşumu 7 aylıkken tamamlanmış olmalıdır. İlk 1 sene içerisinde kedi ve köpeklerin kalıcı dişlerinin hepsinin tamamlanmış olması gerekmektedir. Genç ve özellikle Pomerian, Yorkshire Terrier gibi küçük ırk hayvanlarda en sık rastlanan diş problemi; süt dişinin düşmemesidir. Dökülmeyen süt dişleri, aynı kanalda kalıcı dişlerin çıkmasını, dolayısıyla da kalıcı dişlerin düzenli dizilişini önler ve önemli çene-ağız kapanış sorunlarına yol açar.

Yetişkin köpeklerde kalıcı diş sayısı 42 yavru kedilerde ise kalıcı diş sayısı 30’dur.

Kedi Diş Rezorpsiyonu

Kedi diş rezorpsiyonu kedilerde çok yaygın görülen ve nedeni bilinmeyen bir diş hastalığıdır. Kedilerde diş rezorpsiyonunda dişin kökü ve sonra da dişin kuronu aşamalı olarak tahrip olur. Dentin denilen canlı doku açığa çıkarak dişte hassasiyet oluşur. Sevimli dostunuz yaşadığı şiddetli ağrı nedeni ile iştah azalması ve ardından kilo kaybı yaşayabilir. Eğer ağzından salya akıyor veya mama kabından kaçma gibi davranışlar sergiliyor ise en yakın zamanda diş kontrollerini yaptırmanız gerekmektedir. Diş röntgeni, hastalığın evresini doğru bir şekilde teşhis etmek ve buna göre tedavi etmek için gereklidir.

Kliniğimizde kedi dostlarımızın rutin muayene veya aşı randevularında dişleri, veteriner hekimlerimiz tarafından diş rezorpsiyonu açısından incelenir, şüphelenilen bir durum var ise tam ağız dental radyografileri çekilerek hastalığın evresi ve etkilenen dişler belirlenir. Devamında da sevimli dostunuza diş çekimi için randevu verilir. Gerekli kan tahlilleri yapıldıktan sonra gaz anestezisi altında operasyon gerçekleştirilir.

Feline Stomatitis

Feline Stomatitis, birçok kedide görülen, kronik inflamasyonun ağızdaki dişeti ve mukozalar gibi yumuşak dokuları etkileyen bir hastalıktır. Stomatitis, kedinizin, kendi ağzındaki bakterilere karşı verdiği bağışıklık tepkisinin neden olduğu bir hastalıktır. Bazı kedilerin ağız bakterilerine karşı neden şiddetli reaksiyon gösterdiği, bazılarının ise neden göstermediği henüz tam olarak bilinmemektedir.

Feline Stomatitis çok ağrılı bir hastalıktır. Sıklıkla, ağrı o kadar şiddetlidir ki, kediniz yemek yemek istemeyecektir. Ağzının ve yanaklarının iç kısımları parlak kırmızı renktedir, diş etleri ve ağız mukozası iltihaplıdır. Salya akması bazen de kanlı tükürük görülebilir. Ağzından kötü bir koku gelir. Sevimli dostunuz esnerken ya da yemek yerken aniden ağlayabilir, bağırabilir ya da kaçabilir.

Tedavi seçeneklerim nelerdir?

Tedavi edilmezse, kronik enflamasyona bağlı kalıcı ağrı nedeniyle iştahsızlık, diş eti çekilmesi ve kemik kaybı olur. Kedi stomatitisi, bir kedinin dişlerinde yaşayan bakterilere karşı uygunsuz bir bağışıklık tepkisi olduğundan, belirtiler ortadan kalkmadan önce bakterilerin tutunduğu yapılar olan dişler çekilmelidir. Kedi stomatitisi için tedavi seçenekleri, hastalığın ciddiyetine bağlı olarak değişebilir. Cerrahi çekim, kedinizin ağız iltihabını azaltmak için ilk ve en etkili tedavidir. Bazı durumlarda, fonksiyonlarını sürdürmek için köpek dişlerini saklayabiliyoruz. Dişlere müdahale edilmeden önce tekrar tekrar uygulanan steroidler ve antibiyotikler gibi medikal tedaviler iyileşme şansını azaltacaktır.

Sevimli dostunuz için şiddetli derecede ağrılı olabileceğinden, anestezi öncesi kapsamlı bir muayene mümkün olmayabilir. Kediniz anestezi altına alındıktan ve ağız içi radyografileri çekildikten sonra onun için en uygun tedavi protokolü oluşturulur.

İşlemden sonra kedimin İyileşmesi nasıl olacak?

Dişlerin çekiminden sonraki ilk 72 saatte kedinizin yüzünde şişlik veya kanlı tükürük olabilir. Bu normaldir ve operasyondan sonra beklenen bir durumdur. Sevimli dostunuzun operasyon sonrası ağrı kontrolü çok önemlidir. Taburcu olduğunda kullanması gereken yaşına ve sağlık durumuna uygun ağrı kesici ilaçları ve antibiyotikleri olabilir.

Kırık Dişler?

Kırık, çatlamış veya aşınmış dişler, sevimli dostunuzun çiğneme alışkanlıkları veya travmasından kaynaklanabilir. Evcil hayvanlar, kemik, taş, tahta ve hatta kafes veya köpek kulübeleri gibi çok sert nesneleri çiğneme alışkanlıkları varsa dişlerinin kırılmasına daha yatkındır. Travma örnekleri arasında ise sopa yakalamak, frizbi gibi oyun alışkanlıkları veya trafik kazaları yer alır. Dişteki küçük bir kırığın bile sevimli dostunuzun genel sağlığı ve yaşam kalitesi üzerinde büyük bir etkisi olabilir. Yeni kırılmış bir diş çok ağrılıdır. Dişin içindeki pulpa açığa çıktığında, pulpa içindeki sinirler iltihaplanır ve aşırı derecede hassaslaşır. Evcil hayvanlar farklı şekillerde ağrı belirtileri gösterebilirler. Sevimli dostunuzun ağzından salyası akıyorsa, yemeyi veya içmeyi reddediyorsa, çiğneme veya oynama isteksizliği var ise diş ağrısı olabilir. Uygun ve zamanında tedavi edilmezse, pulpaya maruz kalan tüm kırık dişler bakteriyel kontaminasyondan ölür. Bu bakteriyel enfeksiyon sonunda dişin çevresindeki kemiğe yayılır ve buradan vücudun diğer bölgelerine de yayılabilir. Diş kökleri ve çevresindeki kemikle ilişkili hastalıkları doğru bir şekilde teşhis etmek ve en iyi tedavi prosedürüne karar vermek için tüm kırık dişlerin radyografileri çekilmelidir.

Kedi ve Köpeklerde Çene Kırıkları

Kazalar maalesef her zaman meydana gelebilir. Sevimli dostunuzun künt travmalara maruz kalması, diğer hayvanlarla sert oyun oynaması, diş hastalıkları veya kemik hastalıkları nedeniyle çene kırıklarına neden olabilir. Kliniğimizde çene kırıklarının teşhisinde CR bilgisayarlı röntgen ve DR dental röntgen kullanılmaktadır. Sevimli dostunuzun uzun yıllar boyunca dişlerini ve çenelerini çiğnemek ve oyun oynamak için kullanacağını düşünürsek, kırık hattının düzgün bir şekilde onarılması onun yaşam kalitesi açısından çok önemlidir. Kliniğimizde, alt ve üst çene kırıklarında, çeşitli cerrahi ve minimal invaziv teknikler kullanılarak tedavi gerçekleştirilebilmektedir.

Kedi ve Köpeklerde Ağız Tümörleri

Sevimli dostlarımızda ağız tümörleri düşünüldüğünden daha yaygındır ve tıpkı insanlarda olduğu gibi iyi huylu veya kötü huylu olabilmektedirler. Rutin diş fırçalaması veya ağız ve diş kontrolleri sırasında ağız içinde herhangi bir doku üremesi fark edilir ise oluşan kitleden insizyonel veya eksizyonel biyopsi alınarak patolojik değerlendirmesi yapılır. Biyopsi örnekleri anestezi altında alınmaktadır. Bu sebeple sevimli dostunuzun biyopsi randevusu için kliniğimize aç olarak gelmeleri gerekmektedir. Biyopsi sonucuna göre tümörün türü ve evresi tespit edilerek en uygun tedavi prosedürü belirlenerek uygulanır.

Dişeti hiperplazisi ise çoğunlukla köpeklerde görülen ve ağız içindeki görünümleri nedeniyle tümörler ile karıştırılabilen bir peridontal hastalıktır. Plak ve tartar bulunması periodontal hastalığın daha hızlı ilerlemesine neden olur. Dişeti hiperplazisi vakaları genellikle dişeti dokusunun fazla büyümesinin cerrahi olarak giderilmesi ile tedavi edilebilir.

Oronazal fistüller ise ağız boşluğundan burun boşluğuna veya sinüslere doğru gelişen anormal yollardır. Bu drenaj yolu veya fistül, hem köpeklerde hemde kedilerde görülebilir. Kronik hapşırmaya ve bir veya her iki burun deliğinden burun akıntısına neden olabilir. Cerrahi müdahale ile tedavisi gerçekleştirilebilmektedir.

Kedi ve Köpeklerde Ortodonti

Evcil hayvan sahiplerinin karşılaştığı yaygın bir sorun, köpeklerinde veya kedilerinde görülen maloklüzyondur. Bu genel terim, bir dişin veya dişlerin birbirine göre anormal konumunu ifade eder. Bu, çene uzunluğu veya genişliğinde bir tutarsızlığın olduğu, iskelet anormalliğinin veya yanlış konumlanmış diş veya dişlerin olduğu diş anormalliğinin bir sonucu olabilir. Bazen ikisinin bir kombinasyonu da olabilir. Kökeni ne olursa olsun, maloklüzyon sonucu rahatsızlık ve ağrı, işlev kaybı veya zaman içinde önemli ağız patolojileri meydana gelebilir.

Gelişimsel bir neden belirlenemediği sürece, iskelet maloklüzyonu genellikle kalıtsaldır. Pek çok hayvanın belli bir dereceye kadar maloklüzyonu vardır, ancak tedavi gerektirecek kadar ciddi değildir. Daha ciddi maloklüzyonları olanlar için ise ortodontik tedavi veya bazen de cerrahi tedaviler gerekebilir. Maloklüzyonun düzeltilmesi, diş kaybı riskini azaltır ve çene üzerindeki aşırı basıncın hafifletilmesine yardımcı olur.

Kedi ve Köpeklerde Peridontal Hastalıklar

Periodontal hastalık, kedi ve köpeklerde önlenebilir bir hastalıktır. Küçük ırk köpeklerde 1-2 yaşlarında, büyük ırk köpeklerde 3-4 yaşlarında ve kedilerde ise genellikle 2-3 yaş civarında başlayan ve en sık teşhis edilen hastalıklardan biridir.

Periodontal hastalık zamanla gelişen kronik bir durumdur. Nedeni ise "plak" adı verilen bakterilerle dolu karmaşık bir biyofilmdir. Plak, diş yüzeyine yapışır, tükürükteki mineraller ile temas ederek sertleşir ve diş taşı, yani tartar haline gelir.

Plak ve dolayısıyla bakteri oluşmaya devam ettikçe diş yüzeyinden diş etinin altına doğru ilerler. Dişe yapışık olan diş eti bozulur ve bakteriler kemiğe doğru hareket eder. Diş eti çizgisinin üstündeki diş taşını görmek kolay olsa da, anestezi ve ağız içi röntgenleri olmadan diş eti çizgisinin altında ne olduğunu göremeyiz. Bu, diş eti çizgisinin üzerinde gördüğünüz hastalığın, diş eti çizgisinin altında olabileceklerin sadece küçük bir kısmı olduğu anlamına gelir.

Periodontal hastalıklar, dişeti, alveol kemiği, periodontal bağlar ve sement dahil her bir dişi ve o dişi çevreleyen yapıları etkiler. İlerlemiş kronik periodontal hastalığın ayrıca iç organları ve diyabet, böbrek hastalığı ve kalp hastalığı gibi diğer kronik durumları etkilediği bilinmektedir.

Ağız ağrısı belirtileri şunları içerebilir:

  • Sevimli dostunuzun ağzından kötü bir koku gelir, ağız içini kontrol ettiğinizde dişlerin üzerinde plak ve tartar oluşumunu ve kırmızı iltihaplı diş etlerini fark edersiniz.
  • Dişlerini fırçalarken diş fırçasında veya oyuncaklarında kanlı tükürük görebilirsiniz.
  • Yüzlerinin bir tarafını patiler veya ovuşturabilirler. Ağızlarının bir tarafları ile çiğnemek konusunda isteksizdirler.
  • Artık oyuncaklarla oynamak istemezler ve saklanmak, hatta saldırganlık gibi davranışsal değişimler gösterebilirler.
  • Daha önce diş fırçalama rutini olan sevimli dostunuz artık size izin vermemeye başlar.
  • Sevimli dostunuzun ağzından akan salyayı veya sallanan hatta dökülen dişlerini görebilirsiniz.
  • Şiddetli ağrı nedeni ile iştahı azalır ve bu nedenle kilo kaybedebilir.

Genetik faktörler, periodontal hastalıklarda rol oynar, bu nedenle bazı evcil hayvanlar diğerlerinden daha az problem yaşayabilirler. Sevimli dostunuzun dişlerini fırçalamak, kendi dişlerinizi fırçalamak kadar önemlidir. Ayrıca sevimli dostunuzun dişlerini anestezi altında yılda bir kez temizlettirmek sağlıklı bir ağzı korumanın önemli bir parçasıdır. Ayrıca dişlerini her gün veya en azından iki günde bir fırçalamak önemlidir.

Şiddetli periodontal hastalığı olan dişler, bazen kurtarılabilir ancak ağız içi radyografiler çekilip, cep derinliğini periodontal bir sonda ile ölçüldükten sonra dişin çekimi veya tedavisi için karar verilebilir.

Kedi ve Köpeklerde Diş Çekimi

Sevimli dostlarımızda diş çekimine ihtiyaç duyulan yaygın nedenler; İleri periodontal hastalıklar, Stomatitis, Diş apsesi, Çarpık dişler, Kırık diş, Travmatik oklüzyon, Düşmeyen süt dişleri ve Ölü dişlerdir.

Bir dişin ve diş köklerinin alveol kemiğinden çıkarılması için cerrahi teknikler kullanır. Cerrahi prosedür sırasında, ameliyat öncesi ve sonrası dental radyografiler alınır. Dental radyografiler, veteriner hekimlerimizin sevimli dostunuzun tüm dişlerinin hızlı ve kapsamlı bir muayenesini yapmasını sağlar.

Cerrahi diş çekimi yapmak ağrılı bir prosedürdür ve sevimli dostunuz için uygun ağrı kontrolünü sağlamak Petropol Veteriner Kliniği olarak bizim önceliğimizdir. “Her hasta aynı değildir” prensibini benimseyerek analjezi protokollerimizi vaka bazında hazırlıyoruz. Sevimli dostunuzun ağrı kontrol ilaçlarını onun sağlık durumuna, yaşına, kan tahlili sonuçlarına ve uygulanan cerrahi prosedüre göre düzenliyoruz. Kliniğimizde diş çekimi yapılırken ağrı kontrolünü daha iyi sağlayabilmek adına gaz anestezisine ek olarak çekim yapılacak olan dişin bulunduğu bölgedeki sinire de lokal anestezi uygulamaktayız.

Cerrahi çekim yapıldıktan sonra sevimli dostunuzun ağzında kendiliğinden eriyebilen dikişler vardır ve iyileşme gerçekleşene kadar yumuşak yiyecekler yemeleri önerilir. Klinikten eve geldiğinizde onu sessiz ve rahat bir ortamda tutmalısınız. İlk 24-48 saat yüz şişmesi oluşabilir, ağızdan kanlı tükürük, burun akıntısı hatta sevimli dostunuza oronazal fistül teşhisi konmuş ve buna göre tedavisi gerçekleştirilmiş ise burnundan kanlı akıntı gelebilir. Aniden bir dişi kaybetmelerinden kaynaklanan garip histen, dikişlerden veya lokal anestezi etkisini kaybederken yaşanabilen karıncalanma hissinden dolayı kendi yüzlerini patilemek isteyebilirler. Bu nedenle taburcu olurken taktığımız yakalığı lütfen hekiminiz onay verene kadar çıkarmayınız.